Fiziksel hayatınızda evinizi, arabanızı, ofisinizi belirli aralıklarla temizliyorsunuz, peki ya dijital hayatınızda bunu ne kadar yapıyorsunuz? İşte dijital minimalizm tam bu noktada devreye giriyor. Ne kadar erken sistemlerinize bunu adapte eder ve alışkanlık haline getirirseniz zaman ve enerjinizi bir o kadar verimli kullanıyor olursunuz.
Büyük bir çoğunluğumuz tercihimiz ve isteğimiz dışında dijital dünyaya geçtik bile. İşlerimizi, sosyal hayatımızı, hobilerimizi kısacası her şeyimizi bir ucundan dijital platformlarla veya uygulamalarla ilişkilendirdik. Şimdilik sadece gündelik alışkanlıklarımızı veya sosyal hayatımızı devam ettirebilmek için, yani günü kurtarmak için düşünmeden ilk duyduğumuz uygulamayı indirip kullanıyor ve işlerimizi bu şekilde hallediyoruz. Ama bunlar bize uzun vadede nasıl çözümler sunuyor veya nasıl sorunlara sebep olabilir, düşünüyor muyuz?
Yaptığımız her seçim, izin verdiğimiz durumda, aslında bir anlamda bizi kendisine bağlıyor. İnsan denen yaratık sert değişikliklere kolay adapte olabiliyor. Ama hemen bir adım yana hareket etme konusunda daha muhafazakar bir tutum sergileyebiliyor. Demem o ki, kullanmaya başladığınız her uygulamanın önce tüm alternatiflerini araştırın, daha çok duyduğunuz uygulama belki de iyi olduğundan değil reklama çok bütçe ayırdığından daha çok göze görünüyordur.
Dijital minimalizm dediğimde aklınızda ne canlanıyor bilmiyorum ama, minimalizme biliyorsunuz ya da en azından kulak dolgunluğunuz vardır diye tahmin ediyorum. Fiziksel minimalizmde daha az tüketme durumu dijital minimalizme uyarlandığında daha az ekran ve daha az ekran süresi olarak özetlenebilir aslında. Burada size dijital minimalizme geçişte atabileceğiniz ilk 4 adımı açıklamak istiyorum.
Sadeleş
Herkesin telefonunda bir heyecanla yüklediği bir sürü uygulama, bilgisayarında bir tanecik fotoğraf için açtığı tonlarca dosya vardır. İlk yapmanız gereken bunları taramak ve gereksizlerden kurtulmak. İhtiyacınız olan bir dosyayı ararken harcadığınız her dakika yaşlılıkta gözlerinize 0.25 derece olarak dönecek, bakacağınız her gereksiz uygulama ekranı görsel hafızanızı kirletecektir.
Arka plan olarak kullandığınız görselleri de mümkün olduğunca sade hatta belki de tek renk olacak şekilde seçebilirsiniz. Unutmayın ki eskiye göre çok daha uzun süre baktığımız görseller, bu arka planlar. Hem ekranlarımızdaki ikonları hem de arka planları temizlemek bizi baş ağrılarından koruyacaktır. İlla ki bir görsel olsun istiyorsanız da, en çok gitmeyi istediğiniz yerin fotoğrafı, en sevdiğiniz tasarımcının bir grafik çalışmasını tercih edebilirsiniz. Karmaşık görsellerden her halükarda uzak durun ama.
Bir de rızamız dışında maruz kaldığımız şeyler var tabi. Her uygulama kendisini hatırlatmak için çeşit çeşit bildirim gönderir. Bütün bu bildirimleri sınırlayarak hatta bana sorarsanız kapatarak kendinize büyük bir iyilik yaparsınız. Bunu mutlaka yapın!
Düzenli Ol, Sistemini Optimize Et
İlk adımda gereksiz tüm dosyaları temizledik ama elde kalan dosyalar hala her yerde. Dağınık onlarca dosya yerine, sistemli ve kademeli dosyalama kullanın. Bir dosyanızı, mesela indirilenler veya masaüstü olabilir, gelen her dosyanın indiği bir pist gibi planlayın. Burada bekleyen her bir dosya bilin ki ilgili klasöre taşınmak için bekliyor.
Sürekli tekrarlanan belirli bir düzeni olan hareketleriniz için sisteminizi akıcı bir hale getirin. Hem aktarım, göndermeler için hem de saklama, arşivleme için yardımcı uygulamalarla kapsayıcı bir optimizasyon sağlayabilirsiniz. Özellikle dosya transferleri konusunda optimize edilmiş bir dosya, boyut olarak da kolay hareket ettirilebilir olması sayesinde iş akışınızda büyük kolaylık sağlayacaktır.
Seçici Ol, Otomasyon Kullan
Burada bir önceki yazımda bahsettiğim çok amaçlı minimallik vurgusunu yinelemek istiyorum. Sayıca daha az ama bu azlığa kıyasla daha çok fonksiyon sunan uygulamaları tercih edin. Google bu açıdan size çok fazla seçeneği tek bir hesap üzerinden sunuyor, bunu detaylıca araştırın. Bu konuyu ilerdeki yazılarımda daha detaylı ele alacağım, söz.
Otomasyon uygulamalarını sisteminize entegre edin. Daha yoğun ama daha kısa bir zaman harcayarak oluşturacağınız içeriği çeşitli platformlara istediğiniz ajandada paylaşacak sistemlere yatırım yaparken eliniz açık olsun. Mesela size Instagram ve Pinterest paylaşımlarınızı aşırı derecede hızlı ve kolay hale getirecek, benim de aylardır kullandığım adeta asistanım diyebileceğim bir uygulama tavsiye edeyim; Tailwind.
Neden bahsettiğimi biraz detaylandırabilmek adına bu uygulama özelinde bir inceleme yapacak olursak; buraya eklediğim bir görseli Instagram’a ne zaman hangi açıklamayla göndereceğime ve ilk yorumuna ne yazacağıma, bunu Facebook sayfama hangi açıklamayla ekleyeceğime ve yine Pinterest hesabıma hangi panoya pinleyeceğime kadar, tek adımda planlayabiliyorum. Zamanı geldiğinde Instagram, Facebook, Pinterest hesaplarımı içeren bir paylaşımı program benim yerime yapıyor.
Ekran Süreni Kontrol Et
Dijital minimalizm sadece ekranlarımızın içerikleriyle ilgili değil tabii ki. Ekranların fiziksel hayatımızda kapladığı alan açısından da çok önemli. Ekranlarımızı, dosyalarımızı temizledik gayet güzel ve sade görünüyor; verimimiz arttı. Ama bu ekranlarla ne kadar haşır neşir olduğumuz öte tarafta fiziksel hayatımızdaki huzurumuzu etkileyecektir, bunu atlamayın.
Unutmayalım ki hala fiziksel bir dünyada yaşıyoruz Matrix henüz gerçekleşmedi. Ya da? Neyse. Fiziksel ihtiyaçlarınız olduğunu hatırlayın. Bütün bu aygıtların sadece bizim işlerimizi halletmemize yarayan araçlar olduğunu, amacımız olmamaları gerektiğini hatırlayın. Ekran karşısında boş geçireceğiniz bir dakika yerine, camdan dışarıya baktığınız bir dakikayı tercih edin.
Dijital Minimalizm Bonus: Ar-Ge Hiç Bitmesin
Nasıl ki ev temizliği hiç bitmiyorsa dijital minimalizm de hiç bitmez. Belirli aralıklarla bu aşamaları tekrarlayın, hem sisteminiz verimli olsun hem kafanız rahat etsin.
Her geçen gün ihtiyaçlarımızı karşılamaya yönelik yeni uygulamalar ve platformlar ortaya çıkıyor ve çıkmaya hızla devam edecek. Sistemlerinizi bu platformlar ve uygulamalar arasında kolayca taşıyabileceğiniz esneklikte kurmaya özen gösterin.
Kendi alanınızla ilgili yenilikleri sürekli takipte olun. Başta bahsettiğim muhafazakarlıktan kendinizi uzak tutmaya çalışın, hiçbir uygulamaya ve platforma kesinlikle her şeyinizi teslim edecek kadar güvenmeyin. Dijital dünyada bir iş yürütüyorsanız size birkaç önemli tavsiyem var:
- Hiçbir uygulamaya kendinizi bağımlı hale getirmeyin. İçeriğinizi akışkan bir şekilde tasarlayın.
- Verilerinizi on-site ve off-site olacak şekilde en az 3 noktada yedekleyin.
- Mutlaka kendi websiteniz olsun, bütün trafiği buraya çekin.
Eyvallah.
