Ön Yargının Fotoğrafa Etkisine 6 Örnek

-

Bir işe ön yargı ile başlamak, istesek de istemesek de yani ön yargımızın farkında olsak da olmasak da, işin akışını o yönde etkilememize sebep olur. Herhangi bir kişiyle ilgili kafamızda oluşan ön yargı bütün hareketlerimizi ve söylemlerimizi etkileyeceği için o kişiyle ilgili algımız da şekillenmiş, muhtemelen de çarpık bir şekilde vücut bulmuş olacaktır.

Tamam, ön yargılarımız yaşayışımızı etkiliyor; peki çekilen fotoğraflarda ön yargının ne kadar etkisi var acaba? E hal böyleyken fotoğrafçıların bu durumdan hariç tutulamayacağı da aşikar. Hatta tartışmayı biraz daha açmak için ‘ön yargı’ kavramını genişletip ‘fotoğrafçının hayata bakışı’ fotoğraflarlarına bakışında ne kadar etkili oluyor diye sorsam?

Ön Yargılarımızla Varız

woman fac

Fotoğraf çekme eylemini sadece teknik birkaç hamlenin doğru şekilde sıralanması şeklinde tanımlamak, bütün süreci biraz hafife almak olur. Çünkü aslında fotoğraf dediğimiz ürün kendi içerisinde sadece fotoğraf makinesi ile çekilmesi zorunluluğunu barındırmaz. Kimi zaman bir oda, kimi zaman teneke bir kutu, kimi zaman da bir kamyonet ile fotoğraf çekilebilir.

Olaya bu şekilde baktığımız zaman esas nokta teknikle değil, fotoğraf çeken nesneyi sonsuz ihtimaller uzayında nereye koymayı tercih ettiğinizle alakalıdır. Fotoğraf çeken kişinin bu tercihi geçmişinden getirdikleriyle doğrudan ilintilidir. Yaşadığı çevrede kendisine nasıl davranıldığı, o çevrede insanlara karşı nasıl tavır alındığı, kendisinini özgürce ifade edebilmesine imkan tanınıp tanınmadığı gibi pek çok nokta, kişinin fotoğraf çekme esnasındaki tercihlerini şekillendirecektir.

Terapi Olarak Fotoğraf Çekmek

person behind fog glass

Çıkmaza giren insanların çözüm olarak sanat üretimi alanına yönelmeleri zaten bilmediğimiz bir durum değil; hatta bazen ne de güzel oluyor. Ama bütün bu sanatsal üretim seçenekleri arasında fotoğraf, hiç kuşkusuz, üretim biçimi ve kolaylığı olarak en çok yönelinen alan.

Yıllar içerisinde kendi çevremde ağır depresyondan muzdarip, acı kayıplar yaşamış, fiziksel veya ruhsal engellere maruz kalmış ve şu veya bu sebeple içine kapanmış pek çok insanın, bu durumdan çıkış yolu olarak fotoğrafı seçtiğine şahit oldum. Kendilerini sözcüklerle ifade edemeyen, bu kaslarını geliştirememiş bireylerin elinde fotoğraf makinesinin nasıl şaheserler yaratabileceğini çok yakından biliyorum.

Özgürce, içinden geldiği gibi fotoğraf üreten ve paylaşan kimselerin fotoğraflarına baktığınızda, bütün ön yargılarını, yaralarını, yalnızlıklarını, korkularını görebilirsiniz. Kimileri metaforik anlatımla, kimileri bazı simgelere odaklanarak, kimileri de tamamen kurgu bir kare içinde soyut anlatımla içini döker. Sadece kadraj seçimi, olaya veya duruma ne kadar yaklaşarak çektiği ve sonuç olarak seçtiği renk-kontrast dengesinden bile yeterli veri alabilirsiniz.

Geçmişinin Fotoğraflarına Etkisi

person holding blue sand

Yukarıdaki videoda tam da bu konu üzerine ufak bir araştırma yapılıyor. Fotoğrafı çeken kişi haricindeki tüm değişkenler sabit tutuluyor ve fotoğrafçıya birazdan çekmek üzere olduğu model ile ilgili ön bilgi veriliyor. Fotoğrafçı kişisi bu bilgileri biraz önce bahsettiğim üzere kendi geçmişinden verilerle harmanlayıp nerede durması, nasıl konuşması ve nasıl çekmesiyle ilgili bir yol haritası çıkarıyor.

İlk izlediğimde sonuçlar beni gerçekten bir fotoğrafçı olarak çok etkilemişti ve duruma bakışım değişti. Tabii ki bunu çektiğim fotoğraflar değişti anlamında söylemiyorum. Ama çektiğim fotoğraflara bakışım değişti diyebilirim. Kişisel arşivime dönüp eski işlerime baktığımda, ne zaman olduğundan yola çıkarak o anki duygu durumumu analiz edebiliyorum. Mutluluklar, kayıplar, dertler, kaygılar…

“Acımasızca geçip giden zamandan geriye kalan sadece yalnızlıklarımızdı.”

Eyvallah.

Fotoğraf: Galip Kürkcü (Ekim-2016)

Share this article

Recent posts

Google search engine

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz